İstanbul’da düzenlenen IDEF 2025 Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı sona erdi ancak fuarda tanıtılan bazı sistemlerin etkisi devam ediyor. Uçaklar, füzeler ve SİHA’lar öne çıkarken, Türkiye’nin savaş kabiliyetlerini stratejik olarak güçlendirecek bazı yenilikler ise fuarın gölgede kalan yıldızları oldu. ASELSAN mühendislerinin geliştirdiği milli veri bağı sistemi T-Link bunlardan biri.
T-Link nedir ve neden önemli?
Hızla gelişen savaş teknolojilerinde farklı platformların güvenli şekilde iletişim kurabilmesi kritik bir ihtiyaç haline geldi. Bir savaş gemisinden havadaki SİHA’ya komut verilmesi ya da bir pilotun deniz aracından fırlatılan füzeyi son ana kadar yönlendirebilmesi artık modern harp sahasının gereklilikleri arasında.
NATO’nun Link-16 ağı bu ihtiyacı karşılayan standart çözümlerden biri olsa da, ülkeler zaman zaman sadece kendilerine ait, kriptolu ve bağımsız iletişim ağlarına ihtiyaç duyuyor. T-Link, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin hava, kara, deniz, uzay ve siber unsurlarını ortak bir milli dijital ağ üzerinde buluşturarak güvenli ve anlık veri paylaşımı sağlıyor.
Savunma Sanayii Araştırmacısı Ahmet Alemdar, T-Link’in Link-16’nın yerine geçmekten ziyade stratejik bir tamamlayıcı olacağını belirtiyor. Kriptolu yapı sayesinde Türkiye’nin askeri kabiliyetlerinin korunacağını, elektronik harp tehditlerine karşı da yüksek güvenlik sağlayacağını vurguluyor.
Ağ merkezli harp senaryolarında milli çözüm
T-Link, tek bir ürün değil, bir sistem ailesi. Örneğin Mavi Vatan’da görev yapan bir savaş gemisi, tespit ettiği düşman gemisinin konumunu kendi mevkiini belli etmeden havadaki KIZILELMA veya ANKA-3 SİHA’sına iletebiliyor. Komutan, SİHA’dan ateşlenen füzeyi son ana kadar kontrol edebiliyor ve hatta hedef değiştirerek operasyonun seyrini değiştirebiliyor.
Bu sayede ağ merkezli harp, tamamen milli haberleşme altyapısıyla mümkün hale geliyor ve tüm unsurlar eş zamanlı olarak görev etkinliğini artırıyor.
İhracatta stratejik avantaj
Milli veri bağına sahip olmak, sadece savaş sahasında değil, ihracat alanında da büyük avantaj sağlıyor. Alemdar’a göre geçmişte yabancı menşeli iletişim sistemleri nedeniyle üçüncü ülkelerden ihracat izni almak zorunda kalan Türkiye, T-Link sayesinde bu bağımlılığı ortadan kaldıracak.
Böylece hem platform hem de iletişim altyapısını kapsayan komple çözümler ihraç edilebilecek, alıcı ülkeler için cazip bir paket oluşturulacak. Bu durum, T-Link’i sadece savunma kabiliyetlerini güçlendiren bir teknoloji değil, aynı zamanda Türkiye için altın değerinde bir ihracat kartı haline getiriyor.