Türkiye-İtalya 4. Hükümetler Arası Zirvesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin başkanlığında 29 Nisan’da gerçekleştirilecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Nisan’da İtalya’ya gerçekleştireceği resmi ziyaret, iki ülke arasında savunma sanayisinden havacılığa, siber güvenlikten enerjiye kadar pek çok alanda yeni işbirlikleri için sağlam bir zemin oluşturmayı amaçlıyor.
Roma’da düzenlenecek “Türkiye-İtalya 4. Hükümetler Arası Zirvesi”nde diplomatik ve ekonomik ilişkiler daha da ileri taşınacak
SAVUNMADAN HAVACILIĞA, YENİ FIRSATLAR MASADA
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin başkanlık edeceği zirvede, iki ülke arasında özellikle savunma, havacılık, siber güvenlik, enerji, otomotiv ve altyapı sektörlerinde işbirliği imkânlarının detaylı şekilde ele alınması bekleniyor. Ziyaret kapsamında düzenlenecek iş forumu, üçüncü ülkelerde ortak projeler geliştirilmesine de imkan tanıyacak.
Türkiye geçen yıl İtalya’ya 12,9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken, ithalatı 19,3 milyar doları buldu. 32 milyar dolara ulaşan ticaret hacmi, ekonomik ilişkilerin olumlu seyrini ortaya koyarken, savunma sanayisi başta olmak üzere stratejik alanlarda artan temaslar yeni ortaklıkların habercisi olarak değerlendirildi.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-İtalya İş Konseyi Başkanı Lale Cander, İtalya’nın Türkiye için en önemli ihracat pazarlarından biri olduğunu belirterek, otomotiv, makine, tekstil, kimya, ilaç ve enerji gibi sektörlerde büyük bir işbirliği potansiyeli bulunduğunu vurguladı.
Cander, 1610 İtalyan sermayeli firmanın Türkiye’de yaklaşık 5 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdiğini, Fiat, Pirelli, Eni ve Barilla gibi şirketlerin Türkiye’de köklü şekilde faaliyet gösterdiğini ifade etti. Öte yandan, Türk şirketlerinin de İtalya’da tekstil, gıda ve otomotiv yan sanayisinde giderek daha görünür hale geldiğini belirterek, özellikle yüksek teknoloji ve AR-GE odaklı yatırımların artmasının Türk sermayesinin İtalya’da bir dönüşüm süreci yaşadığını gösterdiğine işaret etti.
Son dönemde dijital dönüşüm, enerji ve yeşil ekonomi gibi yeni nesil alanlarda işbirliği çalışmalarına ağırlık verdiklerini dile getiren Cander, Afrika ve Orta Doğu gibi üçüncü pazarlarda Türk ve İtalyan firmalarının konsorsiyumlar oluşturarak birlikte hareket etmeye başladıklarını kaydetti.
BAYKAR-LEONARDO ANLAŞMASI SAVUNMADA YENİ BİR DÖNEM AÇIYOR
Türkiye’nin önde gelen İHA üreticilerinden Baykar ile İtalya’nın savunma devi Leonardo arasında imzalanan ortaklık anlaşmasına da değinen Lale Cander, bu işbirliğinin Türkiye’nin savunma sanayisindeki etkinliğini artıracağını ifade etti.
Cander, Avrupa İHA pazarının önümüzdeki on yılda 100 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşmasının beklendiğini hatırlatarak, Türkiye ve İtalya’da ortak üretim tesislerinin kurulmasının teknoloji transferi ve tedarik zinciri entegrasyonuna önemli katkılar sağlayacağını belirtti. Bu işbirliğinin, Türkiye’deki diğer savunma sanayisi firmaları için de uluslararası standartlarda üretim yapma imkAnı doğurabileceğini vurguladı.
“TÜRKİYE, İTALYA İÇİN ÜÇÜNCÜ ÜLKELERE AÇILAN KAPI”
Uluslararası Siyaset Araştırmaları Merkezi (CeSPI) Türkiye Gözlemevi Bilimsel Direktörü Dr. Valeria Giannotta da Türkiye ile İtalya arasındaki ticaretin dengeli bir şekilde ilerlediğini belirtti. Giannotta, Baykar-Leonardo işbirliğini gelecekte daha fazla stratejik ortaklıkların öncüsü olabilecek önemli bir adım olarak değerlendirdi.
İki ülkenin, küresel tedarik zincirlerinde daha az bağımlılık hedefi doğrultusunda birlikte hareket ettiğini belirten Giannotta, çelik ve kimya sektörleri başta olmak üzere üretim alanlarında daha derin entegrasyonun amaçlandığını söyledi.
Türkiye’nin Avrupa pazarına entegrasyonunda İtalya’nın önemli bir rol üstlendiğini belirten Giannotta, aynı zamanda Türkiye’nin Orta Doğu, Afrika ve Orta Asya gibi bölgelere açılan stratejik bir köprü olarak görüldüğünü kaydetti.
İtalyan şirketlerin Türkiye’nin güçlü AR-GE kapasitesi ve teknolojik altyapısından da yararlandığını belirten Giannotta, iki ülke arasındaki işbirliğinin yalnızca ekonomik alanla sınırlı kalmayıp bölgesel entegrasyonu da pekiştirme potansiyeline sahip olduğunu ifade etti.
