Avrupa Birliği (AB), üye ülkelere, vize serbestisi anlaşmalarını askıya almayla ilgili esneklik sağlayacak tedbirlere hazırlanıyor.
AB Komisyonundan yapılan açıklamada “Gelişen jeopolitik bağlam, vizesiz seyahatle bağlantılı yeni zorlukları da beraberinde getirdi. Bu nedenle, AB’nin vizesiz seyahatin kötüye kullanılması durumlarını ele alacak donanıma sahip olması büyük önem taşıyor.” denildi.
Açıklamada bu durumlara örnek olarak “AB’nin vize politikasıyla uyum eksikliği nedeniyle artan düzensiz göç, vizesiz ülkelerdeki yatırımcıların vatandaşlık programları veya göçmenlerin devlet destekli araçsallaştırılması gibi hibrit tehditler” gösterildi.
DÜZENSİZ GÖÇMEN GİRİŞİ ARTABİLİR ENDİŞESİ
Yeni kurallara göre, üye ülkeler vize serbestisi uygulamalarını askıya alabilmek için daha geniş ve esnek gerekçeleri öne sürebilecek.
AB, vize serbestisi rejimi uyguladığı 60 ülkeden bazılarından düzensiz göçmen girişi yaşanmasından endişe ediyor.
AB Komisyonunun içişlerinden sorumlu üyesi Ylva Johansson konuya ilişkin açıklamasında, geçen sene AB’ye vizesiz seyahat uygulamasının bulunduğu üçüncü ülkelerden yaklaşık 150 bin kişinin sığınma başvurusu yaptığını bildirerek, “Vizesiz seyahat böyle kullanılmamalı.” dedi.
ZORLA VE DERHAL GERİ GÖNDERMELİYİZ AÇIKLAMASI
Lüksemburg’ta düzenlenen AB ülkeleri içişleri bakanları toplantısıda konuşan Johansson, toplantının girişinde yaptığı açıklamada 13 Ekim’de Fransa’nın Arras ve 16 Ekim’de Belçika’nın başkenti Brüksel’de meydana gelen saldırılar nedeniyle Schengen bölgesinin güvenliğinin sağlanması konusunun gündemin öncelikli maddelerinden olacağını söyledi.
Johansson, toplantının diğer önemli maddesinin AB içerisinde sığınma başvurusu kabul edilmemiş kişilerin menşe ülkelere geri gönderilmelerinin hızlandırılması olduğunu ifade etti.
“Bu sene geri gönderdiklerimizin sayısında yüzde 20 artış oldu. İyi gidiyoruz ama daha fazlasını yapmalıyız.” diyen Johansson, “Özellikle vatandaşlarımıza, Birliğimize güvenlik tehlikesi arz edebilecek kişileri zorla ve derhal geri göndermeliyiz.” ifadesini kullandı.
Johansson, vatandaşlarını geri alma konusunda işbirliği yapmayan üçüncü ülkelerin, Schengen vizesi konusunda da dezavantajlı olacaklarını vurguladı.
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞININ YANSIMALARI DA ELE ALINACAK
AB ülkelerinin ay başında Göç ve İltica Anlaşması’nın göç krizlerini yönetmek için yeni kuralları içeren son unsuru üzerinde nitelikli çoğunlukla sağladığı anlaşmanın ardından, Parlamento-Konsey-Komisyon arasındaki üçlü görüşmelerin başladığını anımsatan Johansson, bu müzakerelerin sonuçlarını beklediğini belirtti.
Johansson, içişleri bakanlarının bugün ayrıca İsrail-Filistin çatışmasının AB’ye yansıyabilecek göç boyutunu da ele alacaklarını kaydetti.
AB, 2015-2016’daki göçmen krizinden bu yana düzensiz göçle mücadele etmek için formüller arıyor.
AB Komisyonu’nun 2020’de önerdiği Göç ve İltica Anlaşması göçmenlerin üye ülkelere adil dağılımı, yük paylaşımı, Birliğin dış sınırlarının güçlendirilmesi, iltica başvurularının süratle sonuçlandırılması, başvurusu reddedilenlerin menşe ülkelerine geri gönderilmelerinin hızlandırılması, kaynak ülkelerle işbirliğinin artırılması gibi unsurları içeriyor. Üye ülkelerin birbirlerinden farklı tutumları nedeniyle şimdiye kadar anlaşma sağlanamadı.
Mevcut yasama döneminin 2024’te bitecek olması nedeniyle AB kurumları; Konsey, Komisyon ve Parlamento kısa sürede uzlaşı sağlamaya çalışıyor.
