Batılı enerji devleri Rusya’ya temkinle yaklaşırken, Yunan armatörler ambargo boşluklarını fırsata çeviriyor. Yüksek kazanç vaat eden Rus petrol ticaretine geri dönüş, jeopolitik dengeleri de nasıl etkiliyor? İşte karlı işbirliğinin perde arkası.
Yunan armatörler Rus petrolüne neden geri döndü?
Ukrayna’daki savaş sonrası Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, Batılı şirketlerin çoğunu Rus enerji piyasasından uzaklaştırdı. Ancak bu durum, dünyanın en büyük tanker filosuna sahip Yunan armatörler için beklenmedik bir fırsat yarattı.
Petrol fiyatlarındaki düşüş ve ABD’den gelen bazı sinyaller, Yunan armatörlerin yeniden Rus limanlarına dönmesine neden oldu. Peki, bu dönüşün ardında yatan ekonomik ve siyasi dinamikler neler? Ambargo altındaki bu karlı ticaretin detayları ve sektördeki önemli oyuncular kimler?
Ukrayna’daki savaşın başlamasıyla birlikte Rusya’ya yönelik uygulanan yaptırımlar, Batılı enerji şirketlerinin çoğunu Rus petrol pazarından çekilmeye zorladı. Ancak bu durum, dünyanın en büyük tanker filosuna sahip olan Yunan armatörler için beklenmedik bir fırsat penceresi açtı.
Wall Street Journal’ın haberine göre, bu yıl petrol fiyatlarındaki düşüş ve varil başına 60 doların altında kalan Rus petrolü fiyatı, Yunan armatörlerin yeniden Rusya ile iş yapmasını yasal ve karlı hale getirdi.
YUMUŞAMA SİNYALLERİ VE ARMATÖRLERİN DÖNÜŞÜ
Yunan armatörlerin Rusya’ya yönelişi, ABD ile Moskova arasındaki ilişkilerde gözlemlenen bir yumuşama ile de paralellik gösterdi. Özellikle Trump’ın olası dönüşü senaryoları ve ABD’den gelen bazı sinyaller, Yunan armatörlerin Rusya ile çalışmaktan çekinmemesine neden oldu.
Ancak Trump’ın son zamanlarda Rusya’ya yönelik eleştirileri ve yeni yaptırım uyarıları, diğer Batılı şirketlerin neden hala temkinli davrandığını da açıklar nitelikteydi. Londra merkezli denizcilik analisti Michelle Bockmann, bu durumu
“Şu anda herkes geri dönmenin güvenli olduğunu düşünüyor. Genel hava şöyle: İran’a hayır, ama Rusya’ya evet”
sözleriyle özetliyor.
YUNAN GEMİLERİ RUS PETROLÜNÜN TAŞIYICISI OLDU
Gemi takip firması Vortexa’nın verilerine göre, Nisan ayında Baltık ve Karadeniz limanlarından taşınan Rus ham petrolünün yüzde 26’sı, Mart ayında ise yüzde 30’u Yunan gemileri tarafından taşındı. Bu oran, 2024 yılına kıyasla iki katından fazla bir artışı temsil ediyor.
Avrupa ve ABD merkezli birçok tanker şirketi, Rusya’nın Batılı müttefikleriyle savaş halinde olması ve karmaşık yaptırımlar nedeniyle Rus petrolünü taşımaktan kaçınıyor.
Geçtiğimiz yıl petrol fiyatlarının 60 doların üzerine çıkmasıyla Yunan tanker sahipleri de bu ticareti büyük ölçüde durdurmuş, bu boşluğu Rusya’nın oluşturduğu “gölge filo” doldurmuştu. Ancak Suudi Arabistan’ın üretim artışı ve küresel ekonomi endişeleriyle Brent petrolünün fiyatı yüzde 14 düşerek 64 dolara geriledi.
Savaş sonrası indirimlerle Rus petrolü ise varil başına yaklaşık 50 dolardan işlem görüyor. Bu durum, ticareti yeniden Yunan tankerleri için cazip hale getirdi.
SEKTÖRÜN ÖNEMLİ OYUNCULARI VE KAZANÇLARI
Rus limanlarına gemi gönderen önemli tanker sahipleri arasında Ioannis Alafouzos, Andreas Martinos ve George Prokopiou gibi isimler bulunuyor.
Alafouzos ailesine ait Okeanis Eco Tankers, 2023’te Rus petrolü taşımayı bırakmış olsa da, aile özel olarak sahip oldukları tankerlerle bu faaliyeti sürdürdü. Alafouzos’a ait gemiler savaşın başlangıcından bu yana yaklaşık 140 kez Rus limanlarına uğradı. Bu seferlerin birçoğu, Rusya’nın Karadeniz kıyısından ihraç edilen Kazak petrolünü taşımaya yönelikti.
Prokopiou’nun şirketi Dynacom Tankers bu yıl altı kez Rus ham petrolü yüklerken, Martinos’a ait Minerva da Mart ayında bir yılı aşkın bir aradan sonra ilk kez Rusya’dan ham petrol almak üzere bir tanker gönderdi.
Rusya’dan petrol taşıyan tankerler, daha düşük rekabet ve artan yasal uyum maliyetleri nedeniyle standart seferlere göre daha yüksek navlun ücretleri alıyor. Bu durum da, Yunan armatörler için önemli bir gelir kapısı oluşturuyor.
Ancak George Economou gibi bazı armatörler, yüksek ücretlere rağmen bu ticaretin riskli olduğunu düşünerek faaliyetlerini belirli yakıt türleriyle sınırlıyor.
KAYNAK: Haber Hürriyeti