Dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) kız çocuklarında ve bayanlarda erkek çocuklara ve erişkin erkeklere nazaran farklılık gösterdiğini anlatan Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Sinem Zeynep Metin, “Erkek çocuklarda çoklukla hiperaktivite ve dürtüsellik daha bariz görünürken, kız çocuklarında bunu dikkat eksikliği olarak daha bariz görüyoruz.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Sinem Zeynep Metin, kız çocuklarında ve bayanlarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun (DEHB) erkeklere nazaran farklılık gösterdiğini belirterek, bayanlarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu hakkında bilgi verdi.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun erkek çocuklarda ve erişkin erkeklerde daha sık teşhis alan bir psikiyatrik durum olduğunu söz eden Doç. Dr. Sinem Zeynep Metin, şunları kaydetti:
“DEHB teşhisinin erkek çocuklar ve erişkin erkeklerde daha sık görülmesinin sebebi, erkeklerin yaşadığı belirtilerin daha besbelli olması, gündelik hayatta daha çok kahır çıkarıyor olması. Kız çocuklarının yaşadıkları erkek çocuklarından daha farklı, daha bariz olmayan belirtiler biçiminde görülüyor. Dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğunu biz iki alt kümeye ayırıyoruz. Bunlardan biri dikkat eksikliği ile giden tip, başkası hiperaktivite dediğimiz dürtüsellik ile giden tip ve bu ikisinin birlikte görüldüğü tipler. Erkek çocuklarda çoklukla hiperaktivite ve dürtüsellik daha besbelli görünürken, kız çocuklarında bunu dikkat eksikliği olarak daha besbelli görüyoruz.”
Çekingen mi, dikkat eksikliği mi var?
Kız çocuklarıyla ilgili içe kapalı, utangaç, kendini çok söz etmiyor üzere şikayetlerin dikkat eksikliği açısından kıymetlendirilmesi gerektiğini söz eden Doç. Dr. Metin, “Kız çocuklarının erkek çocuklarından daha az teşhis almaları düzgün değerlendirilmediği için.” dedi.
Doç. Dr. Sinem Zeynep Metin, bayanlardaki dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun yaygın görülen belirtilerinin ekseriyetle gündelik hayatı organize edememe halinde ortaya çıktığına dikkat çekti.
İlgilenmedikleri şeyleri anlamakta zahmet çekiyorlar.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan şahısların gündelik hayatta yapacağı şeyleri organize edemediklerini belirten Doç. Dr. Metin kelamlarına şöyle davam etti:
“İş ile ilgili olan şeylere odaklanamazlar, dikkatlerini sürdüremezler, bir şeyi kolay öğrenemezler. Bir konut hanımı ‘Günlük işlerimi toparlamakta zorluk çekiyorum, sisteme koymakta zorluk çekiyorum.’ diyebilir. Ya da ofisinde vazifeli bir kişi ‘Günümü planlamakta, işlerimi organize etmekte zahmet çekiyorum.’ diyebilir. Dikkati sürdürmekte zorluk olabilir. Birebir formda harcamaları ayarlamakta da zahmet olabilir. Dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu olan şahıslar sıklıkla harcamaları denetimsiz yapmak konusunda çok şikayet ederler. Öğrenmede zahmet çekerler. İlgilenmedikleri şeyleri anlamakta zahmet çekerler.”
Erkekler daha çok dürtüsel
Doç. Dr. Sinem Zeynep Metin, erkeklerde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun bayanlardan farklı belirti gösterdiğini de anlatarak, şunları lisana getirdi:
“Erkekler daha çok dürtüsel, agresif ve hiperaktif belirtiler daha çok. Münasebetiyle teşhis koymak daha kolay oluyor. Bayanlar ise dikkat eksikliğinin alt tipi olarak gelişmiş anksiyete bozukluk ya da depresyonla başvurdukları için onun altında dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğunu aramak gerekiyor. Bunu da tecrübeli klinisyen görüşme esnasında ayırt edebiliyor.”
Doç. Dr. Sinem Zeynep Metin, DEHB’in ortaya çıkması için kişinin genetik olarak yatkın olması gerektiğini tabir etti.
Belli bir yaşın üzerinde ilaç kullanımını devlet pek desteklemiyor.
Dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğunun tedavisine de atıfta bulunan Doç. Dr. Metin, “Birkaç tane ilacımız var, ilaç tedavisi olmadan bu bozukluk düzelmiyor. Günlük hayatında dert çeken şahısların bu tedaviden yararlanması gerekiyor.” dedi.
Dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu ile ilgili yapılandırılmış bilişsel davranış tedavi prosedürlerinin de var olduğunu belirten Doç. Dr. Metin, kelamlarını şöyle tamamladı:
“Bu mevzuda uzman psikolog arkadaşlarımız var. Kelam konusu terapileri uygulayarak kişinin günlük hayatta karşılaştığı meselelerle baş etmesini kolaylaştırıcı formüller öğretebiliyorlar. Terapi sürecinde bir öbür yapılabilecek yol ise eşlik eden depresyon ve anksiyete bozukluğunu tedavi etmek. Bireyler ortasında yaşanan problemleri tedavi etmek. Birtakım durumlarda da bu rahatsızlığın yüküne nazaran manyetik ikazım tedavilerinden de epey yarar görebiliyoruz.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
