Danışmanlık, kontrol ve vergi hizmetleri alanında dünya çapında 152 ülkede 328 bini aşkın çalışanıyla dalının devlerinden PwC çatısı altındaki PwC Türkiye’nin İstanbul’daki yeni ofisi Eylül ayı itibariyle Galataport İstanbul oluyor.
DÜNYANIN birinci yer altı kruvaziyer terminali ile kentin tarihi limanını tekrar tanımlayarak gastronomi, alışveriş ve kültür sanat temalı bir mahalleye dönüştüren Galataport İstanbul, Boğaz ve cadde görünümlü, düşük katlı mimarisi ve terasları ile toplumsal ofis alanlarını hizmete sokarak bölgenin tarihi finans ve ticaret merkezi pozisyonunu da günümüze taşıyor. Alanında öncü pek çok kurumun yeni adresi Galataport İstanbul Ofisleri, Ağustos ayında dünya çapında bölüm odaklı kontrol, vergi ve danışmanlık hizmetleri sunan PwC Türkiye’ye kapılarını açıyor. PwC Türkiye, İstanbul ofisi çalışanlarıyla Eylül ayından itibaren itibaren Galataport İstanbul’da hizmet vermeye başlayacak.
İrem Yücel Kaymak: “Galataport İstanbul Ofisleri’nde PwC Türkiye’yi ağırlamaktan memnunluk duyuyoruz”
Galataport İstanbul’un PwC Türkiye’ye konut sahipliği yapması hakkında konuşan Galataport İstanbul Varlık İdaresi ve Kiralama Genel Müdür Yardımcısı İrem Yücel Kaymak konuyla ilgili şunları söyledi: “İstanbul’un en özel pozisyonlarından birinde 41 bin metrekareye yayılan kiralanabilir ofis alanlarımızda, farklı gereksinimlere nazaran değişebilen esnek mimarisi ve eşsiz toplumsal imkanları ile Galataport İstanbul Ofisleri’ni hayata geçirdik. Varlıklı bir ulaşım ağının merkezinde yer alan ofis alanlarımızda; dünyada danışmanlık, kontrol ve vergi hizmetleri alanının en büyüklerinden PwC’nin Türkiye ofisine konut sahipliği yapmaktan büyük memnunluk duyuyoruz. PwC Türkiye’nin, çalışanları ve paydaşları ile birlikte Galataport İstanbul’un ilham veren tecrübe odaklı kültürünü zenginleştirecek çok değerli bir kurum olduğunu düşünüyoruz.”
Galataport İstanbul’da çalışmalarını sürdürecek olan PwC Türkiye Ülke Kıdemli Ortağı Cenk Ulu şunları söyledi: “Galataport İstanbul Türkiye için imza bir proje ve Tarihi Yarımada karşısında çok özel bir pozisyona sahip. Biz yeni ofis alanımız için farklı lokasyonlara bakarken önceliğimiz, PwC Türkiye’nin uzun yıllar yer aldığı bölgedeki üzere bir mahalle kültürünü sunabilecek, yeni çalışma trendlerine uygun olarak çalışma arkadaşlarımızın sosyalleşebilecekleri, her sabah işe motive bir ruh hali ile gelecekleri bir ofis alanı bulmaktı. Çalışma arkadaşlarımızın ve müşterilerimizin ofise kolay erişimi de bizler için öncelikli bahislerin başındaydı. Galataport İstanbul, ülkemiz için çok itibarlı bir proje olması, çalışanlara sunduğu toplumsal imkanlar ve deniz ulaşımının merkezinde olmasıyla PwC Türkiye’nin yeni adresi oldu. Yeni ofisimizde müşterilerimizle ve paydaşlarımızla buluşacak olmaktan büyük heyecan duyuyoruz.”
Toplamda 41 bin m2’lik bir alana yayılan Galataport İstanbul ofis alanları, akıllı bina otomasyonu ve inovatif yaklaşımlar ile son teknoloji mühendislik pratikleri, her ofis için özel olarak ayrılan izole sistem odaları ile yenilikçi bir yaklaşımla tasarlandı. Ofis alanları cam cephe sayesinde güneş ışınlarını içeri alarak çalışanlar için aydınlık ve ferah bir ortam sağlıyor. Binalardaki teras alanları, açılabilen camlar çalışanlara pak havaya erişim imkânı vererek çalışan motivasyonuna katkı sunuyor. Deniz görünümünde çalışanlara tarifsiz bir ilham veren ve lokasyonuyla da çalışanlara ayrıcalık sunan ofisler İstanbul’un kalbinde yer alıyor.
Sosyal çalışma alanları
Farklı zevklere hitap eden yeme içme alanları ve kültür sanat etkinliklerinin merkezi olma özelliği Galataport İstanbul ofis toplumsal bir çalışma imkanı sağlayarak çalışan verimliliğine katkıda bulunuyor. Galataport İstanbul, mesken sahipliği yaptığı etkinliklerle de hem ziyaretçilerine hem de ofis çalışanlarına sürprizlerle dolu dinamik bir tecrübe sunuyor. Galataport İstanbul, Türkiye’nin önde gelen iki müzesi İstanbul Çağdaş ve MSGSÜ İstanbul Fotoğraf ve Heykel Müzesi’ni de alanında ağırlıyor. Ofis çalışanları ve konukları, iş çıkışında bir sanatkarın standını gezebiliyor ya da bir konser anına tanıklık edebiliyorlar.
Zengin ulaşım ağı
Konumu ile güçlü toplu taşıma imkanlarının merkezinde yer alan Galataport İstanbul, ayrıyeten 2300 araçlık otoparkı ile bölgenin otopark muhtaçlığının değerli bir kısmını karşılıyor. Karaköy ve Kabataş üzere iki ana deniz ulaşım noktasının ortasında yer alan Galataport İstanbul, ayrıyeten Deniz Dolmuşu seferleri ile de hem ziyaretçileri hem de ofis çalışanları için Boğaz’ın farklı noktalarından direkt ulaşım imkanı sağlıyor.
İstanbul’un tarihi limanını bir gastronomi, alışveriş ve kültür sanat mahallesine dönüştürmeye imkan veren dünyanın birinci yer altı kruvaziyer terminali, toplumsal ofis alanlarını da içeren düşük katlı yatay mimarisi, meydanları ve sokakları, onarımlarla tekrar hayat bulan tarihi yapıları ile Galataport İstanbul, dünyanın en itibarlı otel markalarından The Peninsula Hotels’in 11. oteli The Peninsula İstanbul’u da alanında barındırıyor.
Çevre dostu ofisler
Mühendislik manasında ileri seviyede, inovasyon olarak isimlendirilebilecek pek çok yeniliğin imza atıldığı Galataport İstanbul’da, dizayndan inşaata ve işletmeye kadar, projenin çevresel tesirini en aza indirmek ve karbon ayak izini azaltmak için de ihtimam gösterildi. Galataport İstanbul’daki binaların tamamında soğutma gazı yerine deniz suyu kullanılıyor, bu da yüzde 34 oranında güç tasarrufu sağlıyor, karbon emisyonlarını azaltıyor ve iklim değişikliğine katkıda bulunan ziyanlı soğutma gazlarının yerini alıyor. Tüm bu çalışmalar ile Galataport İstanbul, Avrupa’nın en büyük ikinci LEED Platinum sertifikalı projesi oldu.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
