Gazeteci – tarihçi Habertürk yazarı Murat Bardakçı, “Fenerbahçe Kulübü bu çok önemli defteri neden yayınlamaz?” başlığıyla kaleme aldığı köşesinde, Sarı-Lacivertli camiayı derinden sarsan bir yangını hatırlattı.
“6 Haziran 1932 gecesi Kuşdili’ndeki lokalde çıkan ve dört saat devam eden yangında Fenerbahçe’nin geçmişine ait ne varsa, o zamana kadar aldıkları kupalar da dahil olmak üzere herşey küle dönmüştü!” diyen Bardakçı, yangından 12 sene sonra esrarengiz bir şekilde ortaya çıkan ve şu anda kulüp tarafından muhafaza edilen tarihi “hatıra defteri”yle ilgili bilgileri de paylaştı:
MUSTAFA KEMAL 3 MAYIS 1918’DE KULÜBÜ ZİYARET ETTİ
“Önemli isimlerden tutun, kulübün sıradan üyelerine kadar çok sayıda kişi, 1914 ile 1951 arasında 73 sahife boyunca Fenerbahçe hakkındaki duygularını dile getirmiş ve imzalarını atmışlar…
Defterde el yazısı ve imzası yer alan en önemli kişi, Mustafa Kemal!
3 Mayıs 1918’de kulübü ziyaret eden Mustafa Kemal, “Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafta mazhar-ı takdîr olmuş bulunan âsâr-ı mesâîsini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve erbâb-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin îfâsı ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdîrat ve tebriklerimi buraya kayd ile mübâhîyim. Ordu Kumandanı M. Kemal. 3.5.1334”, yani “Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafta takdir kazanmış olan mesaisinin eserlerini işitmiş; kulübü ziyaret ve buna himmeti dokunanları tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin yerine getirilmesi ancak bugün nasip olabildi. Takdirlerimi ve tebriklerimi buraya kaydetmekle iftihar ediyorum” diye yazıp imzalamıştı.
“Atatürk, Fenerbahçeli idi” söylentisinin kaynağı, Paşa’nın elyazısı ile olan altı satırlık işte bu ifadeleridir…”
“KULÜP BÖYLESİNE ÖNEMLİ BİR HATIRA DEFTERİNİ NEDEN YAYINLAMAZ?”
Bardakçı köşesini, Ali Koç yönetimine yolladığı bir mesajla kapattı:
“Kütüphanemde kâğıt yahut dijital olarak bulunan bazı belgeleri dün gece tasnif ederken, elime Fenerbahçe’ye ait bu hatıra defterinin seneler önce edindiğim fotokopisi geçti ve “Kulüp, böylesine önemli bir hatırayı neden yayınlamaz ki?” diye düşündüm…
Sonra, koyu Fenerli bir-iki dostumu arayıp “Şu defterin tıpkıbasımını yapsanıza!” dedim. “Bunu daha önce düşündük. Hem orijinali, hem de yeni yazıya ve Türkçe’ye çevirisi birarada basılacaktı. Biraz bekle, arkadaşlara sorup ne olduğunu öğrenelim” dediler.
Cevap, on-on beş dakika sonra geldi. Galatasaray mezunu fakat koyu Fenerli olan dostum Prof. Vahdettin Engin kulübün arşivini düzenlemek için bir ekip teşkil etmiş; defterin eski harflerle olan kısımlarını yeni harflere, yabancı dil ile yazılmış olan bölümlerini de Türkçe’ye nakletmişler ama yayınlamak bir türlü kısmet olamamış; zira kulüpteki didişmeler yüzünden muhatap bulamıyorlarmış!
Başta Mustafa Kemal olmak üzere daha birçok önemli ismin el yazıları ile imzalarının yer aldığı bu defterin tıpkıbasımının yapıldığını bir düşünün: Farklı iki kalitede basılır; hayal bu ya, halk baskısı Fenerbahçe’nin kuruluş yılının ilhâmıyla 1907, lüks tıpkıbasımı da 19 bin 700 liradan satışa çıkartılır ve emin olun, kapış kapış gider! Bizim Prof. Erhan Afyoncu gibi fanatik Fenerliler, en az birer düzine alırlar!”