Dünya genelinde ekonomide yaşanan son gelişmeler bireyleri tasarruf konusunda yeni alternatifler aramaya yöneltti.
Devletlerin geleneksel emeklilik sistemlerinde yaptıkları düzenlemeler, bireysel tasarrufların teşvik edilmesine yönelik yeni politikaların önünü de açtı.
Türkiye’de de nüfusun yaşlanması, artan sosyal güvenlik yükleri, bölgesel gelişmeler, savaşlar ve salgına bağlı ekonomik dalgalanmalar, bireysel tasarruflarda vatandaşlara yeni bir bakış açısı kazandırdı.
Gelişmiş ülkeler genç yaşta tasarruf alışkanlığı kazandırmayı ve bireysel emekliliği erken yaşlara yaymayı amaçlayan politikalar geliştirirken, Türkiye’de de benzer bir eğilim dikkati çekiyor.
Ailelerin çocukları için uzun vadeli bir finansal güvence oluşturma isteği ve devlet katkısının sağladığı avantajlar, Bireysel Emeklilik Sistemini (BES) önemli bir alternatif olarak ön plana çıkarıyor.
Türkiye’de yüzde 30 devlet katkısıyla desteklenen BES, ebeveynlerin sadece çocuklarının eğitimini değil, tüm yaşamlarını güvence altına almalarına yardımcı oluyor.
Şubat ayı itibarıyla BES’e 18 yaş altı katılımın 1,4 milyonun üzerine çıkması da tasarruf alışkanlıklarında meydana gelen değişimleri gözler önüne seriyor.
“Ailelerin finansal geleceğe bakış açısında büyük bir dönüşüm yaşanıyor”
Türkiye’de BES’e olan 18 yaş altı katılım artışını AA muhabirine değerlendiren Katılım Emeklilik Genel Müdürü Ayhan Sincek, tasarruf anlayışının uzun vadeli, bilinçli ve sürdürülebilir bir yatırım stratejisi haline geldiğini belirtti.
Son yıllarda ailelerin finansal geleceğe bakış açısında büyük bir dönüşüm yaşandığına dikkati çeken Sincek, şunları kaydetti:
“18 yaş altı bireylerin BES’e katılımındaki bu artış da tam olarak bu dönüşümün bir yansıması diyebiliriz. Katılım Emeklilik olarak biz de ailelere ve çocuklarına geleceği güvence altına alan, kazançlı ve sürdürülebilir BES planları sunuyoruz. Aileler, çocukları için attıkları bu adımla onlara yalnızca bir birikim değil, aynı zamanda finansal disiplin ve bilinç de kazandırıyor. Bu artış, tasarruf eğilimlerinin artık daha bilinçli, uzun vadeli ve stratejik hale geldiğini gösteriyor. Bireyler artık ‘bugünü kurtarmak’ yerine, geleceği inşa etmeyi tercih ediyor. İşte bu yüzden BES’e olan ilgi her geçen gün katlanarak artıyor.”
Salgının “belirsizliklere karşı hazırlıklı olma gerçeğini” hatırlattığını vurgulayan Sincek, bu süreçte yaşanan gelişmelerin aileleri, çocuklarının geleceğini daha sağlam temellere oturtmak için garantili ve güvenli yatarım araçlarına yönelttiğini söyledi.
BES’in aynı zamanda esneklik avantajı sunduğunu da dile getiren Sincek, “Pandemi, bireylerin yatırım kararlarında esnek çözümler aramasına neden oldu. BES, ailelere bu esnekliği sundu, katkı paylarını artırıp azaltabilme, fonlarını ihtiyaçlarına göre şekillendirebilme gibi avantajlar sağladı. Özetle, pandemi sonrası dönemde BES’in aileler için yalnızca bir tasarruf aracı değil, aynı zamanda finansal güvence ve huzur kaynağı olduğunu düşünüyoruz.” diye konuştu.
Dijitalleşmenin ve eğitim programlarının artmasıyla ailelerin para yönetimi, birikim ve yatırım konularında çok daha bilinçli hale geldiğini aktaran Sincek, “Artık genç ebeveynler yatırım alternatiflerini daha iyi araştırıyor ve en kazançlı olanı seçmeye özen gösteriyor. BES’in en büyük avantajı ise geleceğe yönelik güçlü bir yatırım aracı olması ve finansal özgürlük sağlaması.” ifadelerini kullandı.
BES’in artık sadece bir tasarruf aracı değil, aynı zamanda finansal güvence olarak görülmeye başlandığına işaret eden Sincek, şunları kaydetti:
“Emeklilik yaşının kademeli olarak artması, bireylerin kendi gelecekleri için daha erken yaşlardan tasarrufa başlamalarını zorunlu hale getiriyor. İşte tam da bu noktada BES, bireyler için en güvenilir ve avantajlı sistem olarak öne çıkıyor. Sistemde 10 yılınızı ve 55 yaşını doldurduğunuzda devlet katkısına yüzde 100 hak kazanıyorsunuz. Özellikle yüzde 30 devlet katkısı, bireysel emeklilik sistemini alternatifsiz bir yatırım fırsatına dönüştürdü. Düşünün, siz 1000 lira yatırıyorsunuz, devlet anında 300 lira ekliyor. Hangi yatırım aracı, böylesine garantili bir kazanç sunuyor? Ayrıca, BES artık sadece birikim değil, esnek fon yönetimi ve yatırım çeşitliliği sunan bir sistem haline geldi. Katılım Emeklilik olarak biz de müşterilerimize faizsiz fon seçenekleri, sürdürülebilir yatırım alternatifleri ve dinamik portföy yönetimi gibi farklı çözümler sunuyoruz. Bunlar sayesinde, bireylerin BES’e yönelimi her geçen gün artıyor.”
“BES ekonomik dengeleri daha sağlıklı hale getiriyor”
Uzun vadede devletin tüm vatandaşlarına aynı standartlarda emeklilik sunmasının finansal olarak büyük bir yük oluşturabildiğini dile getiren Sincek, BES katılımcılarının emeklilik dönemlerinde sadece devletin sunduğu imkanlara bağlı kalmak zorunda olmadığını söyledi.
Sincek, “BES katılımcıları, özel birikimleriyle daha konforlu ve güvenli bir emeklilik hayatı yaşama şansı elde ediyor. Devlet için de bu durum, uzun vadede sosyal güvenlik sistemine olan bağımlılığı azaltıyor ve ekonomik dengeleri daha sağlıklı hale getiriyor. Özetle bireysel emekliliğe olan talep arttıkça, Türkiye’nin sosyal güvenlik sistemi de daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşuyor.” dedi.
Dünyada pek çok ülkenin, erken yaşta emeklilik tasarruflarını teşvik eden politikalar geliştirdiğine dikkati çeken Sincek, özellikle Japonya, Almanya ve İngiltere gibi yaşlanan nüfusa sahip ülkelerde bireyleri erken yaşta tasarruf yapmaya yönlendiren sistemler bulunduğunu anlattı.
Bugünün gençlerini, yarının finansal karar vericileri olarak kabul ettiklerini vurgulayan Sincek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer bir nesil, tasarruf yapmayı ve uzun vadeli yatırımın önemini erken yaşta öğrenirse, bu bilinç nesilden nesile aktarılır. Bugün BES’e katılan bir çocuk, 30’lu yaşlarına geldiğinde finansal okuryazarlık konusunda çok daha bilinçli olacak. Çünkü erken yaşta yatırım yapmanın getirdiği kazançları ve finansal özgürlüğün önemini bizzat deneyimlemiş olacak. Özellikle 18 yaş altı BES uygulaması, ailelerin çocuklarına sadece maddi birikim değil, finansal bir kültür kazandırmasını sağlıyor. Bu durum, Türkiye’nin genel tasarruf alışkanlıklarını da dönüştürerek bireylerin uzun vadeli düşünme becerilerini geliştirecek.”
Eskiden emekliliğin, devlet güvencesine bırakılan bir süreç olarak görüldüğünü ancak günümüzde bu algının hızla değiştiğini ifade eden Sincek, “Artık bireyler kendi gelecekleri için sorumluluk almanın önemini kavramış durumda. BES’e erken yaşta katılım, bireylerin emekliliğe bakış açısını tamamen dönüştürüyor. Artık insanlar, emekliliğin sadece devletin sağladığı bir sistem olmadığını, aynı zamanda bireysel planlamayla daha konforlu hale getirilebileceğini fark ediyor.” şeklinde konuştu.
