CHP’nin İstanbul İl Kongresi’nin iptal edilmesinin ardından siyaset arenasında hareketli saatler yaşanıyor.
İYİ Parti lideri Özel’i ziyaret etti
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ziyaret etti. İki lider, ziyaretin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Ziyaret, İstanbul’daki kongre iptali sonrası muhalefet partileri arasındaki temasları ve siyasi gündemi gündeme taşıdı.
Özgür Özel, açıklamasında şu ifadeleri kullandı
“Sayın Başkan, dün telefonla aramışlardı. Bir durum değerlendirmesi, bir geçmiş olsun ve desteklerini ifade etmişlerdi. Ankara’ya geldiklerinde de ziyaret etmek istediklerini söylemişlerdi. Bugün, Ankara’da kuruluş haftamızın başlangıcında ziyaretimize geldiler. Ben, nazik ziyaretleri için hem İYİ Parti’nin Genel Başkanı olarak hem de geçmişte Meclis’te aynı mevkilerde görev yaparken büyük bir dayanışma, dostluk, abi-kardeş ilişkisi içinde bulunduğumuz Sayın Müsavat Dervişoğlu’na teşekkür ediyorum. Sözümü kendisine bırakıyorum.
Müsavat Dervişoğlu ise şunları kaydetti:
“Sayın Genel Başkan’a nazik ev sahipliği için de şükranlarımı sunuyorum. Kendilerinin ifade ettiği gibi, ikimizin arasındaki ilişki siyasetin çok üzerindedir. Dolayısıyla herhangi bir sıkıntı vuku bulduğunda, ülkeyle alakalı olağanüstü bir durumla karşı karşıya bulunduğumuzda bir vesile ile buluşur ve konuşuruz.
Bugün de öyle günlerden biri. Keşke yaşanan olaylarla alakalı hukuki bir değerlendirme yapabilme imkânım olsaydı; ama yaşananları hukuki temelde ele alabilmemiz bu şartlar altında pek mümkün görünmüyor. Dolayısıyla siyasi bir takım kararların ortaya çıktığı sonuçlarla karşı karşıyayız. Yaşanan bütün tartışmalar aslında Türk siyasetindeki gerilimi ve kutuplaşmayı artıran niteliktedir. Dolayısıyla bu gerilim ve kutuplaşma aynı zamanda siyasetin tansiyonunu da yükselten bir etkiye sahiptir.
Böyle durumlarda siyasilere düşen görev, artan tansiyonu aşağıya çekmek olmalıdır. Ama görüyoruz ve gözlemliyoruz ki iktidar, yangına körükle gitmekte ve bu yükselen tansiyondan siyasi rant devşirme eğilimini tercih etmektedir.
Hepiniz şahit oluyorsunuz, kamuoyu da bunu konuşuyor zaten. İzlediğinizde bütün bu yaşananların hukuki temel üzerine ele alınmadığına şahit oluyorsunuz ve mahkeme kararlarıyla partilerin iç meselelerine müdahil olunuyor. Dolayısıyla buna bağlı olarak, siyasi partilerin içlerinin mahkeme kararlarıyla dizayn edilmeye çalışılması son derece yanlış bir uygulamadır.
Orta yerde elbette bir eksiklik varsa, bir yetersizlik varsa; işlenmiş bir kusur, kabahat veya hatta suç varsa, mahkemeler üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. Ama bu süreç içerisinde geriye dönük seçim kurullarının verdiği kararlar varken, Yüksek Seçim Kurulu’nun aldığı kararlar varken, geriye dönük iş ve işlemleri etkileyebilecek mahkeme kararlarının alınması; mahkemelerin siyasete dahil olmak ve vesayet altında kararların çıkmasına zemin hazırlamak gibi bir duruma yol açıyor. Bunu son derece tehlikeli buluyoruz.
Ayrıca, Asliye Hukuk Mahkemeleri kararlarıyla geçmişe yönelik seçim sonuçları iptal edilirse, bunun nelere mal olacağını önce iktidarın düşünmesi gerekliliğine vurgu yapmak istiyorum. Eğer seçim sonuçları ve kongre sonuçlarıyla uğraşılırsa, mahkemeler milli irade ve hür seçimlerin artık hükmünü kaybettiğinden bahsetmek gibi son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu durum, demokrasimiz açısından olduğu kadar iktidar için de son derece tehlikelidir.
Kamuoyu, özellikle 2017 Referandumu ile ilgili yaşananlar ve olayları tartışıyor. Şayet bir Asliye Hukuk Mahkemesi karar verirse, Türkiye’deki sistem değişikliği, ardından yapılan 2018 seçimleri ve 2023 seçimleri bile tartışma konusu haline gelebilir. Bütün bunların Türkiye’de yaşanmaması gerektiğine inanıyorum.