Dünya Sıhhat Örgütü’nün aspartamı ‘kanserojen olma ihtimali bulunan maddeler’ listesine ekleyeceğinin duyulması, bu yapay tatlandırıcı unsurun sıhhate tesirleri hakkındaki tartışmaları alevlendirdi. Aspartamın sıhhat üzerinde ne üzere tesirleri olabileceğine açıklık getiren Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, genel olarak yapılan araştırmalardan olumsuz sonuçlar çıkmadığını belirtiyor. Lakin her bireyin sıhhat durumu farklı olduğu için, rastgele bir tatlandırıcıyı tüketmeden evvel sıhhat uzmanına danışılması gerektiğini vurguluyor, DSÖ’nün kararının da yeterli kıymetlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.
Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve İsimli Bilimler Enstitüsü Biyogüvenlik Anabilim Kısmı Lideri Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, yapay tatlandırıcı olarak birçok eserde kullanılan aspartam hususunun sıhhat üzerindeki olumsuz tesirlerine dair değerlendirmelerde bulundu.
DSÖ, aspartamı potansiyel bir kanser yapan olarak listeye eklemeye hazırlanıyor
Birçok diyet eserin içerisinde tatlandırıcı olarak kullanılan aspartam isimli yapay unsurun sıhhat üzerindeki tesirleri hakkında uzun müddettir tartışmalar olduğunu belirten Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, “Düşük kalori içermesi ve tatlı lezzeti münasebetiyle birçok besin ve içecek eserinde bulunur. En son Dünya Sıhhat Örgütü’nün aspartamı ‘kanserojen olma ihtimali bulunan maddeler’ listesine ekleyeceğinin duyulması sıhhate tesirleri hakkındaki tartışmaları alevlendirdi.” dedi.
Kullanımı sınırlandırılmalı!
Aspartam hususunun sıhhat üzerine olumsuz ne üzere tesirleri olabileceğine açıklık getiren Yılancıoğlu, listenin başına kanser riskini koydu ve şöyle devam etti:
“Aspartamın kanserle bağlı olduğuna dair birçok sav bulunuyor. Fakat Amerikan Kanser Derneği, Ulusal Kanser Enstitüsü ve Dünya Sıhhat Örgütü üzere otoriteler bugüne kadar aspartamı kanser ile birinci derece alakalı göstermedi. Buna karşın DSÖ, aspartamı potansiyel bir kanser yapan olarak listeye eklemeye hazırlanıyor. Elbette multi milyarlık bir tatlandırıcı sanayisini direkt gayeye koyabilecek kadar sert bir açıklama yapamazlardı. Bu önemli bir ihtar aslında, o denli yahut bu türlü kanser yapan tesiri olabileceği düşünülerek kullanımı sonlandırılmalı.”
Tatlandırıcılar, bağırsak florasını olumsuz etkiliyor
Aspartam düşük kalorili olduğu için kilo kaybı yahut kilo denetimi hedefleyen beşerler tarafından da tercih edildiğini hatırlatan Doç. Dr. Kaan Yılancıoğlu, “Bazı araştırmalar, aspartamın iştahı artırabileceğini ve kilo alımına neden olabileceğini öne sürüyor. Lakin bu bahiste yapılan çalışmaların sonuçları çelişkili ve daha fazla araştırma yapılması gerekiyor. Ancak şunu biliyoruz tatlandırıcılar, bağırsak floramızı yani mikrobiyotamızı oluşturan faydalı bakterileri olumsuz etkiliyor. Bu durum bile tek başına kilo alımını hızlandırabilir.” dedi.
Bazı insanların, aspartamın migren yahut baş ağrısı üzere semptomlara neden olduğunu bildirdiğini de tabir eden Yılancıoğlu, “Ancak bu bahiste da yapılan araştırmalar, aspartamın migreni tetiklediğine dair kesin bir delil sunamadı. Migreni olan bireylerin aspartam tüketimini azaltmalarının semptomları azaltabileceği belirtiliyor.” biçiminde konuştu.
DSÖ’nün kararı uygun değerlendirilmeli
Aspartamın metabolik tesirlerinin de tartışmalı olduğunu lisana getiren Yılancıoğlu, “Bazı araştırmalar, aspartamın kan şekerini ve insülin düzeylerini etkileyebileceğini gösteriyor. Bununla birlikte, bu tesirlerin klinik olarak kıymetli olup olmadığı hala belgisiz. Ayrıyeten, aspartamın tip 2 diyabet riskini artırdığı da tezler ortasında. Bunun nedeni olarak, bağırsak mikrobiyomunu bozan tatlandırıcıların bu formda diyabet üzere metabolik hastalıklara yok açtığı tartışılıyor. Bağırsak bakterilerinin de şekere muhtaçlığı var, şeker yerine onlara sunulan tatlandırıcı molekülleri metabolizmalarını bozarak faydalı bakterilere de ziyan verebiliyor.” dedi.
Aspartam ve sıhhat üzerindeki tesirleri hakkında çeşitli görüşler bulunduğunu belirten Yılancıoğlu kelamlarını özetle şöyle tamamladı:
“Bazı beşerler aspartamın potansiyel ziyanlarını bildirmiş olsa da birçok sıhhat otoritesi ve araştırma kuruluşu aspartamın inançlı olduğunu belirtmekle birlikte dikkatli olunması gerektiğini de söylüyor. Lakin, her bireyin sıhhat durumu farklı olduğu için, rastgele bir tatlandırıcıyı tüketmeden evvel kendi sıhhat uzmanınıza danışmanız değerli. Bunlara ek olarak DSÖ’nün kararı uygun değerlendirilmeli. Bu bir bildiri niteliğinde…”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
