Tetra Pak’tan küresel araştırma: Tüketicilerin yüzde 54’ü beslenme alışkanlıklarını değiştirerek daha güzel bir dünyaya katkı sağlayabileceğini düşünüyor

Dünyanın önder besin sürece ve paketleme tahlilleri şirketi Tetra Pak, besin alanındaki son yenilikler hakkında yeni bir araştırma yayınladı. Dünya çapında 5 bin kişinin katıldığı Tetra Pak 2023 Endeksi’ne nazaran, tüketicilerin yüzde 54’ü beslenme alışkanlıklarını değiştirerek daha uygun bir dünyaya katkıda bulunabileceklerini söylüyor. Tüketicilerin yüzde 65’i ise teknolojinin sıhhat için giderek daha kıymetli olacağına ve daha sürdürülebilir bir geleceğin sağlanmasında rol oynayacağına inanıyor.

Tetra Pak 2023 Endeksi, trendlerin tüketicilerin tercihlerini şekillendirmesi, son yenilikler ve teknolojiler hakkındaki görüşleri üzere bugünün tüketicilerine ve yarının fırsatlarına derinlemesine bir bakış sunuyor. Araştırmaya nazaran tüketiciler, artık besin satın alırken ferdi sıhhatlerinin yanı sıra çevreyi de göz önünde bulunduruyor.  Çevreye hassas tüketiciler, gezegeni korumak için beslenme alışkanlıklarını değiştirmeye istekli.

Sağlık her zamankinden daha önemli

Çalışmanın içeriğinde çarpıcı bilgiler yer alıyor. Araştırma kapsamında tüketicilerin yüzde 70’i son birkaç yılda sıhhatin kendileri için daha kıymetli hale geldiğini söylüyor. Üçte ikisi ise artık yediklerine ve içtiklerine daha fazla dikkat ediyor. Sonuç olarak yüzde 70’lik kesim kendilerini daha âlâ hissettiklerini belirtiyor.

Zihinsel sıhhat revaçta

Tüketicilerin neredeyse dörtte üçü artık ruh sıhhatinin fizikî sıhhat kadar değerli olduğunu düşünüyor. Yüzde 83’lük kesim mevzuyu destekleyen yiyecek ve içecek eserlerini tercih ediyor.

Sağlık ve etraf bir ortada ele alınmalı

Tüketicilerin yüzde 70’i sağlıklı eserlerin etrafa ziyan vermemesi gerektiğini söylüyor. Yüzde 50’si ise “Bir yiyecek ya da içecek birey için sağlıklı değilse gezegen için de sürdürülebilir değildir” diyor.

Ekonomik korkulara karşın tüketiciler sağlıktan ödün vermiyor

Tüketicilerin yüzde 60’ı artan fiyatların sağlıklı besine erişimi kısıtlayacağından korkuyor. Lakin yalnızca yüzde 17’lik kesim tasarruf etmek için sıhhate yararlı yiyecek ve içeceklerden feragat edebiliyor. Yüzde 70’i ise daha sağlıklı eserler elde etmek için ekonomik refahlarından ödün verebileceklerini belirtiyor.

Beslenme alışkanlıkları dünyayı değiştirebilir

Tüketicilerin yüzde 54’ü beslenme alışkanlıklarını değiştirerek daha düzgün bir dünyaya katkıda bulunabileceklerini söylüyor. Bununla birlikte araştırmaya katılan tüketicilerin yüzde 65’i teknolojinin sıhhat için giderek daha kıymetli olacağına ve daha sürdürülebilir bir geleceğin sağlanmasında rol oynayacağına inanıyor. Lakin neredeyse yarısı besin alanında çok fazla inovasyon yaşandığını düşünüyor ve bu gelişmelerin kendileri için faydalı olmamasından tasa ediyor. 

Şekersiz çağa adım attık

Gıda tüketiminde şekerin azaltılması raporda dikkat çeken mevzulardan biri olarak öne çıkıyor. Bir numaralı sağlıklı tüketim seçeneği olarak kabul edilen bu eserler, en büyük sıhhat ve beslenme tüketici segmentimizi tanımlıyor ve inovasyon araştırmalarımızda öne çıkan esas nitelik olarak görülüyor.

Kişiselleştirilmiş beslenme ihtilal yaratacak

Kişiselleştirilmiş beslenme konusunda büyük bir segmentasyon yaşanıyor. Markalar, yaş ve sıhhat durumu üzere faktörlere dayalı olarak, giderek daha dar tüketici kümeleri için özel tarifler oluşturuyor.

Gıda sistemlerinin sürdürülebilirliği çok boyutlu düşünmeyi gerektiriyor

Araştırmaya nazaran artan nüfusu besleyebilmek epeyce karmaşık bir husus. Yalnızca mevcut besin üretim usullerimizi güzelleştirmenin yollarını bulmamız değil, birebir vakitte yeni besin kaynaklarının potansiyelinden yararlanmak için teknoloji ve altyapıya yatırım yapmamız gerekiyor. Bu iki alan da gelecekteki besin güvenliği için kritik ehemmiyete sahip.

Gıdada dönüşüm, lezzetle yoğrulmalı

Bir eserin sıhhat, beslenme yahut sürdürülebilirlik açısından avantajları her ne olursa olsun, tüketiciler lezzetten ödün vermiyor. Fiyat istikrarı de yeni besinler için kilit kıymete sahip olacak ve birtakım iddialara nazaran bu durum 2025 yılında görülmeye başlanacak.

“Kaynak bulma, paketleme, sürece ve dağıtım alanlarındaki yeniliklerle kıymet zincirini optimize etmek kritik ehemmiyet taşıyor”

Tetra Pak İdare Şurası Başkanı ve CEO’su Adolfo Orive, araştırmayla ilgili şunları söyledi: “Bu yılki endeksin bulguları, besin sanayisini karbonsuzlaştırmak ve besin sistemlerini daha sağlam ve sürdürülebilir hale getirmek için son birkaç yılda izlediğimiz rotayı yansıtıyor. Dünyanın pek çok yerinde beşerler günlük beslenmeleri için süt ve meyve suyu üzere eserlere güveniyor, bu nedenle kaynak bulma, paketleme, sürece ve dağıtım alanlarındaki yeniliklerle paha zincirini optimize etmek kritik kıymet taşıyor. Biz de bu noktada müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle birlikte faal bir rol oynuyoruz. Ayrıyeten dünyanın 2050 yılına kadar yüzde 60 oranında daha fazla besine muhtaçlık duyacağını göz önünde bulundurarak, yeni bitki bazlı kaynaklardan biyokütle ve hassas fermantasyon ile üretilen alternatif proteinlere kadar yeni besin kaynaklarının keşfedilmesine yardımcı olabilecek teknolojiler aracılığıyla gayretlerimizi tamamlıyoruz. Bu alanlar, besin sisteminin sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak açısından değerli.”

Araştırmanın metodolojisi

Tetra Pak’ın tüketici tavırları üzerine yaptığı global araştırma, Ipsos ile ortaklaşa yürütüldü. Araştırma; Ekim ve Kasım aylarında Brezilya, Çin, Almanya, Hindistan, Kenya, Güney Afrika, Güney Kore, İspanya, Birleşik Krallık ve ABD’de 5 bin çevrimiçi görüşmeyi içeren özel bir anketle oluşturuldu.