Sunum yapmak dendiğinde içinizi afaki bir gerginlik kaplıyor, sanki elleriniz titremeye başlıyor ya da birden ter basıyor mu? Yanıtınız evetse, yalnız değilsiniz. Çoğu insan için sunum yapmak, kalabalıklar karşısında konuşmak stresli ve kaygı verici bir hadise olabilir. Tüm gözler üzerinizdeyken konuşmak, beden dilinizi hakimiyet etmek, anlattıklarınıza odaklanmak, zamanınızı iyi idaremek ve en ehemmiyetlisi dinleyicilerin bunalmasına ihtimal vermeyecek bir konuşma hazırlamak oldukça zorlayıcı gelse de birkaç strateji ile sunum yeteneklerinizi geliştirmeniz muhtemel. İşte topluluk önünde konuşurken kendinizi daha rahat sezmenize ve sunum yeteneklerinizi geliştirmenize dayanakçı olacak ipuçları:
Dinleyicilerinizi tanıyın
Kime sunum yapacaksınız, dinleyicilerinizin yaş aralığı, iş grupları, eğitim seviyeleri nedir? Bu suallerin yanıtlarını muhtemelse evvelden bilerek sunum yaptığınız kitleye daha fazla hitap edecek stratejiler geliştirebilirsiniz. Böylece hedef kitlene daha uygun içerikler üretebilir, konuşmanızı onların daha fazla alakasını sürükleyecek doğrultuda şekillendirebilirsiniz. Kitlenizi evvelden tanımak, sunumuzu iyileştirmenin yanı gizeme sizin de daha rahat sezmenizi, stres ve evhamınızı eksiltmenizi sağlayabilir.
Sıkı hazırlanın
Sunum yapacağınız mevzu hakkında kesinlikle iyi bilgi sahibi olun. Dinleyicilerinizin mümkün suallerine yanıt verebilecek, mevzu ile alakalı ayrıntılara egemen olacak kadar sıkı bir hazırlık yapın. Ne kadar iyi hazırlanırsanız kendinize olan güveniniz de o kadar çoğalır ve sahnede panik yapma olasılığınız eksilir. Şayet görsel bir sunumla konuşmanızı destekleyeceksiniz kesinlikle alaka çekici görseller kullanmaya, çok fazla yazılı metin ile slaytlarınızı boğmamaya özen gösterin. Teknik alt yapının sizi yarı yolda vazgeçmemesi için kesinlikle evvelden konuşacağınız yeri sorgulayın. Projeksiyon aygıtı, kumanda, bilgisayar, ses sistemleri vs çalışıyor mu, nasıl hakimiyet ediliyor, hepsini bilin ve muhtemelse o gün size teknik mevzularda dayanak etmesi için biriyle görüşün. Slaytlarınızı kendiniz mi geçeceksiniz yoksa birinden takviye mi isteyeceksiniz karar verin.
Vücudunuza ve zihninize iyi bakın
İyi bir sunum yapabilmek için kapsamlı bir hazırlık gerektiğini unutmayın. Bu hazırlık sadece anlatacaklarınızı değil, sizi de içeriyor. Nasıl ki günlerce sunumlarınızı en ince ayrıntılarına kadar hazırlıyor; tablolar, anekdotlar, görseller ilave ediyor ve hiçbir şeyin beceriksiz kalmaması için çalışıyorsanız kendi gereksinimlerinizi de karşılamalısınız. Beslenmenize, uykunuza dikkat edin; zihninizi hazırlayın, stresinizi idareyin, soluk teknikleriyle kendinizi serinkanlılaştırın, hem vücutsal hem akılsal olarak hazırlanın. Özellikle insanların karşısına çıkmadan evvel gergin olduğunuzu seziyorsanız, terleme, titreme, süratli kalp atışı gibi tepkilerinizi hakimiyet altında yakalamak için muhtemelse birkaç dakikanızı meditasyona ayırın ve optimum iç huzur ile sahneye ya da kürsüye çıkın.
Ön bilgilendirme yapın
Hipotez edersiniz ki kimse içeriği ve sonu muhakkak olmayan bir sunumu dinlemekten sevinç almaz. Belirsizlik, her yaştan insan için can sıkıcı olabilir; özellikle akademik ve profesyonel hayatta. Bu sebeple konuşmanıza başlamadan evvel dinleyicilerinizi bilgilendirecek bir kroki hazırlamanız onlara gevşetebilir ve odaklanmalarını basitleştirebilir. Sunumuzun ne kadar sürecek, hangi başlıklara değineceksiniz, ne zaman ara vermeyi tasarlıyorsunuz, sual-yanıt kısmına zaman ayıracak mısınız gibi ana hatlarıyla hem içeriklerinizi hem de zamanınızı tasarlayarak dinleyicilerinizle paylaşmanız iyi bir başlangıç yapmanıza dayanakçı olabilir.
Ne anlattığınıza odaklanın
Karşınızdaki şahısların sizin hakkınızda ne düşüneceğine kaygılanmak yerine, ne anlattığınıza odaklanın ve verdiğiniz iletinin onlarda ne uyandıracağını düşünün. Fiziksel görüntünüzün nasıl idrak edildiğine fazla kafa yormayın, sadece laflarınızı düşünün. Bilgilerinizi paylaşın, eğlendirin, esin verin, hepsi bu. Suçlanma fobisinin sizi ele geçirmesine izin vermeyin; seyirciye nasıl ileti vermek istediğinizi kendinize mesele ve yalnızca ona erişmek için zihninizi meşgul edin. Emelinizden sapmayın, büyük fotoğrafa odaklanın. Aksi halde insanların sizin hakkınızda ne düşüneceklerine çok fazla kafa yorarsanız kendinizden kuşku etmeye başlayabilirsiniz; bu da sizin zafersiz olmanıza neden olabilir.
Sesinize dikkat edin
Ne söylediğiniz kadar nasıl söylediğinizin de ehemmiyetli olduğunu unutmayın. Çok yüksek sesle haykırırcasına konuşmak ya da kısık sesle güç dinlenir bir şeyler anlatmak, dinleyicilerinizi kaçırabilir. O surattan ses tonunuzu ayarlamayı bilin. Hem anlattıklarınızı daha tesirli bir biçimde aktarmak hem de dinleyicilerin alakasını sürüklemek ve dikkatlerini toplamak için zaman zaman sesinizi yükseltip alçaltmayı unutmayın. Vurgu gereken yerlerde kesinlikle sesinizi azıcık daha fazla çıkarmaya çalışın, kalan zamanlarda ise herkesin dinleyebileceğinden emin olduğunuz optimum bir seviyede kalın. Kısacası ne çok yüksek ne çok kısık sesle konuşun, kendi ortanızı bulun. Bu mevzu için etrafınızdan destek almayı unutmayın. Ses tonunuzu ayarlarken çevrenizdeki insanlara da danışarak işinizi basitleştirebilirsiniz.
Muhtemel olduğunca pratik yapın
İster bir sunuma hazırlanıyor olun ister buluşmaya ister konferansa, hiç fark etmez. 3 birey karşısında da konuşacak olsanız 300 birey karşısında da, kendinizi daha güvende ve rahat sezmek için kesinlikle sık sık pratik yapmaya özen gösterin. Bu sayede sunum yeteneklerinizi geliştirebilir; pratik yaptıkça daha da iyi olduğunuzu fark ederek kendinize büyük bir güven dinleyerek insanların karşısına geçebilirsiniz. Pratiklerinizi yaparken kendinizi kaydolarak bu süreci daha verimli hale getirebilirsiniz. Böylece nerede nasıl konuştuğunuzu, jest-mimiklerinizi nasıl kullandığınızı, karşıdan nasıl göründüğünüzü tutabilirsiniz. Şayet kendinizi videoya sürüklemek istemiyorsanız, pratiklerinizi ayna karşısında yaparak da aynı tesiri yaratabilirsiniz.
Metaforlar kullanın
Metaforlar başka bir deyişle benzetmeler, minik ve cümbüşlü öyküler gibidir, bu sebeple fikirleri aktarmanın da en güçlü yollarından biridir. İnsanlara değişik, gizeme dışı ya da güç bir kavramı anlatırken onu muhtemel olduğunca günlük hayattan, herkesin bir biçimde bağlantı kurabileceği bir şeylerle anlatmaya çalışın; başka bir deyişle bir metafora dönüştürün. Bu sayede dinleyicilerinizin dikkatini sürükleyebileceğiniz gibi size daha fazla işitsel veya görsel tepki vermelerini de sağlayabilirsiniz. Buluşma odasındaki ya da konferans salonundaki her ‘A aa, evet, yaa gibi tınlamalar’ ya da kahkahalar sunum yaparken modunuzun yükselmesine katkı sağlayabilir. İnsanları tutmak için tesirli metaforlar bulun ve sunumlarınıza dahil edin. Etrafın enerjisinin bir anda yükseleceğini fark edeceksiniz.
Retorik sualler mesele
Sunum yaparken sual sormanın önemini belirli öğreniyorsunuzdur; bu sayede dinleyici kendinizi yakalayabilirsiniz. Ancak, retorik sualler sıradan sual-yanıtlardan daha alaka çekici olabilir, zira yanıtlanmayı gerektirmediği için zihni daha fazla meşgul edebilir. Retorik suallerde doğrudan bir yanıt beklenmediği için hem kendi fikirlerinizi vurgulamak için hem de dinleyicilerinizin dikkatini anlattıklarınıza doğru sürüklemek için kullanabilirsiniz. ‘Siz de böyle olduğunu düşünüyor musunuz?’ ‘Kendinizi bu öyküdeki kişiliğin yerine koyduğunuzda ne sezersiniz?’ ya da ‘Sizce de bu mevzuda gözden kaçırılan bir şeyler yok mu?’ gibi alaka toplayıcı ve düşündürücü sualleri sunumlarınıza ilave edebilirsiniz.
Çok değil; az hareket edin
İnsanlar genellikle gergin olduklarını süratlenirler. Bu sizseniz, topluluk önünde konuşurken sahnede ileri geri yürüme meyliniz olabilir. El hareketlerinde olduğu gibi, azıcık hareket iyidir ama çok aşırısı, değil. Neticede yürüyüşe çıkmadınız ya da koşu yapmıyorsunuz, sadece konuşmanızı dinleyen insanlarla berabersiniz. Bu surattan bir ileri bir geri bir sağa bir sola giderek dinleyicilerinizi sanki bir spor yarışması izliyorlarmış gibi sezdirmeyin. Hafif ve ufak adımlarında çevrenizde hareket edin.
Beden dilinize dikkat edin
İrtibat hünerlerinde en ehemmiyetli mevzulardan biri kuşkusuz ki beden dili. Diliniz başka, vücudunuz başka bir şeyler söylüyor mu, vücudunuzun siz farkında olmadan anlattıklarınızdan bağımsız bir ileti vermeye çalışıyor mu, dikkat edin. Tebessümmeyi bakımsızlık etmeyin. El ve kollarınızı bir şeyler anlatırken balanslı kullanmaya çalışın; çok fazla ve süratli el-kol hareketleriyle dinleyicilerinizin dikkatinizin anlattıklarınızdan kaymasına izin etmeyin. Devamlı saçınızla ya da giysilerinizle oynamadığınızdan emin olun; kaygı ya da stresle farkında olmadan bu hareketleri yapıyorsanız ayna karşısında pratik yaparken muhtemel olduğunca bu tavırlarınızı kısıtlamaya çalışın.
Ara vermeyi unutmayın
Dinleyicilerinizin bir dikkat aralığı olduğunu unutmayın. Sabahtan akşama kadar saatlerce belki aç belki susuz belki tuvaleti gelmiş bir biçimde sizi dinlerken verim almaları olanaksız. Bu sebeple konuşmanızı yapacağınız müddeti iyi tasarlayın; şayet uzun bir konuşma yapacaksanız uygun aralıklarla mola vermeniz gerektiğini unutmayın. Herkesin dinlenmesi ve tazelenmesi, lüzumlarını gidermesi için uygun zamanlarda sunumunuzu durdurun. Bunu evvelden tasarılarsanız sizin için çok daha iyi olabilir, misalin hangi mevzuda ya da başlıkta bir ara vermenizin iyi fikir olduğunu düşünüyorsanız oraya bir anekdot düşün ve zaman geldiğinde herkes için dinlenme zamanı tanıyın.
Çok fazla ‘hım’lamayın
Dinleyiciler için en ehemmiyetli dikkat dağıtıcılardan biri, konuşmacıların devamlı ‘aa, hmm, uh, um, ıı’ gibi uzatmalarla konuşmalarını duraklatmalarıdır. Bu araya giren uzatmalı esler, ara ara konuşmacı için hakikat anlamda zorunlu ve hayat kurtarıcı bir rol üstlense de çok sık olduğunda can sıkıcı bir hal alabilir. Muhtemel olduğunca konuşmalarınızda pratik yaparak afaki duraklamaların önüne geçebilirsiniz; aksi halde dinleyicilerinizin dikkatini toplamanız çok güç olabilir.
Zaman artırın
Konuşmanızın, sunumunuzun sonunda kesinlikle zaman artırmaya çalışın. İnsanların geri bildirimlerini almak, sıradan bir sual-yanıt kısmı yapmak, son lafları dinlemek veya söylemek için kısa da olsa bir zaman dilimi yaratmak hem sizin kendinizi geliştirmenize ve bir sonraki sunumunuz için daha iyi hazırlanmanıza dayanakçı olabilir hem de dinleyicilerinizin fikirlerine umursadığınızı sezdirerek onları mutlu edebilir. Böylece hem siz hem de sunumunuzu dinleyenler etraftan daha memnun dağılabilirsiniz.